İNCİLERİMİZ
KIZLARDAN İNCİLER  
  ANA SAYFA
  MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
  İSTİKLAL MARŞI
  ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
  KİM İCAT ETMİŞ
  İLGİNÇ BİLGİLER
  İLGİNÇ-KOMİK TEKNOLOJİ
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  İLETİŞİM
  FOTO GALERİ

*** DUYURULAR***

ÖNEMLİ DUYURULARIMIZI BURADAN TAKİP EDEBİLİRSİNİZ


!!AYRICA!! ÜYE OLABİLİR VE HER HAFTA YENİLENEREK ,HERGÜN DE YENİ BİLGİLER EKLENEN GAZETEMİZİ TAKİP EDEBİLİRSİNİZ. ''BİZE GÜVENEBİLİRSİNİZ''

KİM İCAT ETMİŞ
İNGİLİZ ANAHTARI : 1835’ te Solymon Merrick, ingiliz anahtarını tasarladı. İnsanoglunun pratik zekasının bir ürünü olan ingiliz anahtarı ile vidaların büyüklügü önemini yitiriyordu. Çünkü genişleyebilen ucu sayesinde her boyuttaki vida için kolayca kullanılabiliyordu.

CIVALI BAROMETRE : 1643’ te Evangelista Torricelli, hava basıncını ölçmek için yeni bir yöntem geliştirdi. Torricelli, vakum ve basınç üzerine deneyler yapmaktaydı. Yarıya kadar cıvayla doldurdugu bir kaba, yine agzına kadar cıvayla dolu bir tüpü ters çevirip batırmıştı. Havanın basıncına baglı olarak tüpteki cıvanın oranı bir miktar azalmaktaydı. Böylece bugün “cıvalı barometre” olarak bildigimiz cihaz ortaya çıkmış oldu.

PARA : Para, ilk kez MÖ 700’ de Lidya’ da malların alımı için kullanıldı. Yogun olarak ticaretle ugraşan ve bir Anadolu uygarlıgı olan Lidya’ da paranın ilk formu degerli maddeden oluşmaktaydı. Altın ya da gümüş, en çok kullanılan para hammaddesiydi. MÖ 700 yılına gelene kadar insanların ekonomik ilişkilerinde kullandıkları en yaygın metot “barter” yani degişim sistemiydi. Bugday almak isteyen, yerine eşit miktarda pirinç kullanabiliyordu. Günümüzde ise para kullanımı, yavaş yavaş yerini dijital ortamdaki paralara yani kredi kartlarına bırakmaktadır.

KAUÇUK : Kauçuk,ilk olarak Kızılderililer tarafından kullanıldı. Avrupalılardan çok daha önce Kızılderililer kauçugu işlemeyi ve kullanmayı ögrenmişlerdi. 1751’ de Fransız mühendis Fresneau G., Amerika’ daki Cayimes yerlilerinden kauçugun nasıl elde edilip işlendigini ögrendi. Sonra, bundan kendisine bir çift ayakkabı yaptı. Ardından Goodyear ve Hancock çeşitli yöntemler kullanarak kauçugun kullanım alanlarını genişlettiler.

KLİMA : İlk klima fikri 1906’ da Willis Haviland Carrier tarafından oluşturulmuştur. Klima denildiginde aklımıza Carrier gelmesine ragmen, klima 1906 yılında Stuart H. Cramer adındaki bir tekstil mühendisi adına tescil ettirilmiştir. Cramer, klima kelimesini tekstil bitkilerinin yetiştigi ortamdaki havayı nemlendirmeye yarayan cihazı için kullanmaktaydı.

TEFLON : 1939’ da Dr. Roy J. Plunkett tarafından bulunan, ana maddesi PTFE olan teflon, 1940’ larda Dupont Teflon adında bugün bildigimiz tencere ve tavalarda kullanılmaya başlanmıştır. Teflonun patenti yine Dr. Roy J. Plunkett tarafından 1941’ de alınmıştır.

PAMUK : Ne zaman kullanılmaya başlanıldıgı bilinmese de gidilebilen en eski tarihlerde bile pamuk karşımıza çıkmaktadır. Kelimenin orijini Arapça’ da kullanılan “kutun”dur. Diger Avrupa dillerine “cotton” olarak geçmiştir. 7000 yıllık bir pamuklu giysi Meksika’ da tarih öncesi döneme ait bir magarada bulunmuştur. MÖ 3000 yıllarında Mısırlılar pamugu işleyen ve giysi üretmeye yarayan bir sisteme sahiptiler. 1793 yılında Amerikalı Eli Whitney, pamuk toplama makinesinin patentini almıştır.

TORNAVİDA : MÖ 3. yüzyılda Arşimet tornavidayı icat etti. Arşimet tornavidanın mucidi olarak bilinmesine ragmen onun yapmış oldugu tornavida bugünkünden oldukça farklıydı; daha sonraları icadını daha da geliştirip tarihin ilk hidrolik tornavidasını üretmiştir.

BULMACA : 1913 Yılında İngiliz göçmen Arthur Wynne, New York World gazetesinde çalışırken editörü, kendisinden Pazar eglence sayfası için yeni bir oyun bulmasını istedi. Wynne, çocuklugundan hatırladıgı sihirli kareler adlı bulmacaya benzeyen kelime oyununu geliştirerek bugünkü bulmacanın temelini atmış oldu. Bulmaca, yaratıcısının ülkesinde ancak 1924’ te London Times’ ta yayımlandı.

GÜNEŞ GÖZLÜGÜ : 1752’ de James Ayscough, güneş gözlügünü icat etti. İlk güneş gözlüklerinin camları da bugünküler gibi renkliydi. Yeşil ve mavi cam kullanımı tavsiye edilmekteydi. Daha sonra Edwin H Land, ilk selofenli polarize edilmiş camlı güneş gözlüklerini üreterek güneş gözlüklerinde yeni bir dönem açmış oldu.

ÇAY MAKİNESİ : 1923’ TE Arthur Large, tehlike yaratmadan suyla temas edebilen bir makine geliştirdi. Böylece ilk elektrikli çay makinesi dogdu ve bir çıgır açtı. Çaydanlıgın tabanında bulunan elektrikli ısıtıcı, suyu ısıtıyordu. Bu, ısıtıcı bir boru içinden geçen bir telden oluşuyordu ve su çabucak ısınıveriyordu.

SELOFEN : 1908’ de İsveçli tekstil mühendisi Jacques E Branderberger, bir gün lokantada yemek yerken başka bir müşterinin yemek yedigi masanın üzerine şarabını dökmesi sonucunda, aklına temiz, kullanışlı ve su geçirmeyen bir maddenin yapılabilecegi fikri geldi. Sonunda selüloz ile kaplanmış viskos kumaş yani selofen bulunmuş oldu.

TEKERLEK : MÖ 3500 yıllarında icat edildigi sanılmaktadır. Tekerlegin ilk olarak ne zaman ve nerede ortaya çıktıgını kimse bilmemektedir. Fakat MÖ 3500 yıllarında Mezopotamya’ da veya Dogu Avrupa’ da çömlekçiler tarafından kullanıldıgına inanılmaktadır. Ulaşımda kullanılan en eski tekerle, MÖ 3200 yıllarına ait bir Mezopotamya resminde görülmektedir. İlginç olan ise tekerlikli ulaşımın 15. yüzyılın sonlarına kadar Güney Amerika’ da bilinmemiş olmasıdır.

KONTAKT LENS : 1888’ de kontakt lens geliştirildi. Eugen Fick ve Eduard Kalt, hemen hemen aynı zamanlarda kontakt lens yardımıyla görme bozukluklarını çözdüklerini beyan etmişlerdi. Kontakt lenslerle birlikte gözlükler, güzellik vaat eden rakiplerine, yavaş yavaş yerlerini bırakmaya başladı.

KİLİT : 1787’ de Joseph Bramah tarafından tasarlanan kilit, ancak 75 yıl sonra Londra’ da bir sergi sırasında bir ziyaretçinin 51 saat süren ugraşı ile açılabilmiştir. Tarihte ilk kilitleri eski Mısırlılar’ ın kullandıgı bilinmektedir. Kilitler tahtadan yapılıyor ve açılıyordu. Anahtarın üzerinde degişik uzunluklarda silindir pimler vardı. Mısırlılar’ dan esinlenen Linus Yale, Yale kilit olarak bilinen ilk modern pimli kilidi üretti.

VİDA : MÖ 5. yüzyılda Archytas of Terentum, vidayı icat etti. İlk vidalar tahtadan yapılmakta ve zeytinyagı ile preslenmekteydi. Metal vidalar ise ilk olarak 15. yüzyılda Ege’nin iki yakasında karşımıza çıkmaktadır.

MAKAS : Bugün kullandıgımız makasın patenti, 1893’ te Louis Austin tarafından Washington’ da alındı. Tam olarak ne zaman ve kim tarafından icat edildigi bilinmese de İskender’ in Mısır’ ı fethiyle gelişen güzel sanatlarda üstünlük sembolü olarak kullanıldıgı biliniyor.

SAKLAMA KABI : 1795’ te Fracois Appert, oluşturdugu kapak sistemi sayesinde kapların içine hava sızmasını önleyen ve böylece gıdanın bozulmasını geciktiren bir sistem geliştirdi. Appert’ in buldugu ilk saklama kapları aslında zamanı için bir devrim niteligindeydi. Çünkü gıdaların bozulmadan saklanabilmesi gerçekten zordu.

AYAKKABI MAKİNESİ : Jan Ernst Matzeliger, ayakkabı yapma makinesini icat etti. 1850’ li yıllarda tüm ayakkabılar elde yapılıyor ve bu da zaman alıyordu. El yapımı oldugu için fiyatları da yüksekti. Matzeliger, ayakkabı sanayiine adeta yeni bir soluk getirdi. İcat ettigi makineyle bir ayakkabı, yaklaşık 3 dakika içinde makineden çıkabiliyordu. Böylece ayakkabı maliyeti de düşürülmüş oluyordu.

ELEKTROKARDİOGRAFİ CİHAZI : 1903’ te Willem Einthoven, kalbin işleyişini kaydeden elektrokardiografi cihazını ( EKG ) icat etti. Einthoven’ ın 1924’ te Nobel ödülü aldıgı bu icadı, kalp atışlarının grafiksel çıktısını vermekteydi. EKG, kalbin ürettigi elektrik sinyalleri ölçüp kaydederek kalp hastalıgının belirtisi olabilecek düzensizlikleri ortaya çıkarır.

DEMİR CİGER : 1929’ da Philip Drinker, hastaların solunumuna yardım etmek için “demir ciger” adını verdigi bir alet tasarladı. Bu aygıt, vücudun boynun altında kalan kısmını içine alan hava geçirmez bir kutudan oluşuyordu. Kutunun içindeki basınç degiştirilerek cigerlere hava girip çıkması saglanıyordu.

ELEKTRON MİKROSKOBU : 1933’ te iki Alman bilim adamı Max Kroll ve Ernst Ruska’ nın ortak çalışması sonucunda elektron mikroskobu dogdu. Elektronların bir numunenin üzerine bombardıman edilmesiyle numunenin elektron yayması prensibi, o numunenin üç boyutlu görüntüsüne ulaşmamıza neden olmuştur. Sonraları bu keşif, atomların incelenmesi ve diger büyük keşiflerde çok yararlı olmuş, insanlıga yeni kapılar açmıştır.

TETANOS AŞISI : 1926’ da Fransız Ramon et Zoeller, tetanos aşısını geliştirdi. 1900’lerin ilk çeyregine kadar tetanos virüsü ölümcül olabiliyordu. Her hangi bir paslı objenin açtıgı küçük bir yaradan içeri giren virüs, binlerce insanın ölümüne yol açabiliyordu. Zoeller’ den sonra tetanos virüsü de insanoglunun zekası karşısında tarihteki yerini almıştır.

RADYASYON ÖLÇÜM ALETİ : 1913’ te Alman Hans Geiger, radyasyon ölçüm aleti Geiger’ i icat etti. Geiger, ortamdaki radyasyon miktarını ışıma yapan parçacıklar aracılıgıyla hesaplamayı başarınca, insanoglu hiçbir şekilde sonuçları baş gösterene kadar fark edilemeyen bu gizli düşmanın varlıgından en azından haberdar olabilmeyi başarabilmiştir.

DNA : Tıp tarihi boyunca yapılmış en büyük keşiflerden biri olarak kabul edilen DNA, 1953 yılında James Watson ve Francis Crick tarafından bulundu. İki bilim adamı, çifte heliks sarmalı etrafında sıralanmış yaşamın temel yapı taşlarının varlıgını bularak genetik biliminin dogmasını saglamışlardır.

LAZER : Lazer kuramı, 1958’ de Amerikalı fizikçiler Charles Townes ve Arthur Schawlow ortaya atmıştır. İlk lazeri 1960’ da Theodore Maiman yapmıştır. Günümüzde lazer, ameliyatlarda dokuları kesmek ya da kılcal damarlarını kapamak amacıyla kullanılmaktadır.

HEPATİT – B : 1971‘ de Amerikalı Blumberg et Millman, Hepatit-B aşısını geliştirdi. Bugün Dünya Saglık Örgütü’ nün, insanlıgı tehdit eden ve en önemli virüsler listesinde yer AIDS ile birlikte en üst sıralara koydugu Hepatit-B virüsü, aşısı olmasına ragmen neden oldugu hastalık hakkında yeterli bilgiye sahip olunamaması nedeniyle yaygınlıgını sürdürmektedir.

GRİP AŞISI : 1976’ da grip aşısı geliştirildi. Fakat aşısı bulunmasına ragmen halen grip mikrobundan insanoglunun kurtuldugunu söyleyemeyiz.

YARA BANDI : 1920’ de Earle Dickson, özellikle mutfak işlerini yaparken karısının çok sık elini kestigini görüp karısı için bir gazlı bez ve selobant yardımıyla ilk yara bandını yapmış ve bu icadı zamanla çok tutulmuştur. İlginç bir hikayeye sahip olan bu icat, bugün evde, işte ve okulda tüm ilk yardım çantalarında bulunan bir malzeme olmuştur.

STETESKOP : 1816’ da Rene Laennec, Paris sokaklarında dolaşırken, oyun oynayan iki çocugun, birbirlerinin gögsünü ellerindeki tahta borularla dinlemekte oldugunu fark etti. Daha sonra Laennec, bir kagıdı rulo yaparak ucuna bir ip bagladı ve bir başkasının gögsünü dinlemeyi başardı. Bu alete Yunanca “gögüs” anlamına gelen “steteskop” adını verdi.

AMBULANS : 1790’ da Dominique Larrey, hastaları hastaneye yetiştirebilmek için hafif bir araba tasarladı. 1792’ de Fransa, hem Avusturya hem de Prusya ile savaş halindeydi. Agır arabaların yaralıları toplamak için cepheye ulaşamadıkları görülünce Larrey’ in bu tasarımı hayata geçmiş oldu.

BEHÇET HASTALIGI : Çok sayıda sistemi ilgilendiren iltihabi bir hastalık olan Behçet hastalıgı ilk olarak 1937 yılında Türk dermatolog Dr Hulusi Behçet tarafından tanımlanmıştır. Çogunlukla Ortadogu ve Japonya da görülen bu hastalıkla ilgili araştırmalar halen yürütülmektedir.

YAPAY KALP : 1982’ de Dr. Robert Jarvik, ilk yapay kalbi üretti. Dr. Jarvik tarafından icat edilen ilk yapay kalp, tırnak büyüklügündeki bir motorla çalışıyordu. “Jarvik 7” olarak da bilinen alet, Seattle’ lı diş hekimi Barney Clark’ ın onayı üzerine kendisine takıldı ve hasta tam 112 gün “Jarvik 7” ile yaşamını sürdürdü.

ÇOCUK FELCİ AŞISI : 1957’ de ilk çocuk felci aşısını Dr. Albert Sabin geliştirdi. Dr Sabin tarafından geliştirilen çocuk felci aşısı pek çok çocugun skat olarak hayatına devam etmesini de önlemiş oluyordu. Sabin’ in geliştirmiş oldugu aşı, tıpkı bugünkü gibi agız yoluyla uygulanmaktaydı.

ASPİRİN : 1829’ da bilim adamlarının, sögüt agacının yapragında bulunan “salisin” adlı kimyasal bir maddenin agrı kesici özelligi oldugunu keşfetmelerinden sonra Charles Frederic Gerhard bu maddeyi kullanarak “salisilik asiti” geliştirmiştir. 1899’ da Alman kimyager Felix Hoffmann’ ın Gerhard’ ın formülünü geliştirmesi sonucunda Aspirin tıbbın hizmetine sunulmuştur.

DİYALİZ MAKİNESİ : 1985’ TE Willem J. Kolff, diyaliz makinesini icat etti. Böbrek hastaları için en büyük icat kuşkusuz diyaliz makinesidir. Bugün bu makine sayesinde böbrek yetmezligi çeken pek çok hasta, hastalıklarının seyrini yavaşlatıyor ve böbrek nakli sıralarını beklerken rahat nefes alabiliyorlar.

PENİLİSİN : 1928’ de Alexander Fleming, penilisini geliştirdi. Penisilini geliştirmeden önce Fleming, “lizozim” adı verilen mikrop öldüren bir maddeye ulaşmıştı. Bu sayede bakterileri öldürebilen bir maddenin varlıgı fikri ilk kez dogmuş oldu. Fleming, penisilini buldugu zaman onun, etrafındaki bakterileri öldürdügünü tesadüf eseri görmüştü ve bunu tıpta kullanabilecegini düşünmüştü.

ALZHEIMER HASTALIGI : Demans’ ın (bunama) en sık nedeni olan ve bellek bozuklugu ile karakterize Alzheimer Hastalıgı ilk olarak 1906 yılında Alman nöropsikiyatrist Alois Alzheimer tarafından tanımlanmıştır.

KORTİZON : 1935’ te Percy Lavon Julian, kortizonu geliştirdi. Soya filizlerinden sentetik yoldan elde edilen kortizon, artrit ve diger inflamatuar tedavisinde büyük bir gelişme olarak kabul edildi.

X IŞINLARI : 1895’ te Wilhelm Röntgen, X ışınlarının varlıgını saptadı. Röntgen bir gün, anot ve katot üzerinde çalışmalar yaptıgı sırada iki farklı yüklü ucun arsında bir etkileşim oldugunu fark eder. Böylece X ışınları bulunur. Bugün X ışınları başta tıp ve başka pek çok alanda insanlıgın hizmetinde kullanılmaktadır.

İNSÜLİN : 1922’ de Sir Frederick Banting, J.J.R. Mac Leod, Charles Best ve J.B. Collip insülini geliştirdi. Şeker hastalarının hayatını kolaylaştıran keşiflerin başında insülin gelmektedir. Pankreasın salgıladıgı bir hormon olan insülinin şeker hastalarında yetersiz düzeyde bulundugunu fark eden Banting, Mac Leod, Best ve Collip maddeyi izole ederek ilaç haline getirmişlerdir.

KAN ŞEKERİ ÖLÇÜM SİSTEMİ : Kimyacı Helen Free, kan şekeri ölçüm sistemini geliştirdi. Şeker hastalarının kendi kendilerine uygulayabilecekleri ilk test, Free’ nin kandaki glukoz miktarına duyarlı bir enzimi laboratuar ortamında izole etmesi sonucunda bulunmuştur. Hasta, test kiti içinden çıkan igne ile parmagının ucundan bir damla kan alıyor ve kitin üzerine damlatıyordu. Enzimde oluşan renk degişimi, hastanın şeker düzeyi hakkında saglıklı bir bilgi vermekteydi.

VİTAMİN HAPI : 1942’ de Robert R. Williams, vitamin haplarını geliştirdi ve patentini aldı. Williams, bir telefon şirketinde araştırmacı olarak çalışmakta ve boş zamanlarında yetersiz beslenme sorunlarını ortadan kaldırabilmek amacıyla vitaminlerin sentetik olarak üretilmesi üzerinde çalışmaktaydı. İlk olarak Tiamin ve B vitaminlerini elde etmeyi başaran Williams, bir şirket kurarak bunların seri üretimne başladı.

MAGNETİK REZONANS (MR) : İlk olarak 1930’ larda üzerinde çalışılan MR teknigini, 1970’ te Raymond Damadian adlı bir doktor geliştirerek insanlıgın hizmetine sunmuştur. Ameliyata gerek kalmadan insan vücudunun resmini çıkarmaya yarayan MR sistemi, manyetik alan ve radyo dalgaları yardımıyla insan dokusunun farklı kademelerini farklı renklerde göstermekte ve dolayısıyla kanserli dokuları tespit edebilmektedir. X ışınları ve radyasyon kullanılmadıgı için MR teknolojisi saglıga zarar vermemektedir.

HOLOGRAM : 1947’ de Dennis Gabor, ilk hologramik görüntüyü oluşturdu. Macar asıllı bilim adamı Gabor, elektron mikroskobunda üç boyutlu görüntüler üzerinde çalışırken aklına üç boyutlu nesnelerin görüntüsünün elde edilip edilemeyecegi sorusu geldi. İlk görüntü küçük bir kuşa aitti ve görenleri şaşkına çevirmişti. 1960 yılında hologram teknolojisinin tıp alanında kullanılabilmesi için ihtiyaç duyulan lazer keşfedildi.

ŞIRINGA : 1853’ te Charles Pravaz, şırıngayı icat etti. Kan damarlarına ve kasların içine ilaç enjekte etmekte kullanılan deri altı şırıngası, tıp açısından büyük bir yenilikti. 1987’ de bir başka doktor Jean-Louis Brunet, kan örnegi alınırken enjektöre takılan bir başka aletin patentini aldı. Alet, şırınga hastadan çıkarılır çıkarılmaz şırınganın agzını tıkıyordu. Böylece doktor ve hemşireler mikroplu kanla temas etmemiş oluyorlardı.

BİGİSAYAR YAZICISI : 1953 yılında Remington-Rand, geliştirdigi yüksek hızlı bilgisayar yazıcısını “univac” adlı bir bilgisayara baglayarak kullanmaya başladı. 1976 yılında Remington-Rand’ ın yazıcısı temel alınarak ilk mürekkep püskürtmeli yazıcı geliştirildi. 1988 yılına gelindiginde ise yazıcılar oldukça yaygınlaşmış ve bilgisayar donanımlarının vazgeçilmez bir parçası halini almıştır.

AMPUL :
1878’ de Joseph Swan, elektrik ampulünü icat etti. Cam bir ampul içinde kömürleştirilmiş bir filaman vardı. Swan, ampulün içindeki havayı boşalttı. Çünkü havasız ortamda filaman yanıp tükenmiyordu.
 
 

 
6388 ziyaretçi buradaydı
*** visitor stats *** Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol